9. TEVBE / 69Sure Ayet Sayısı: 129 Kitap Sırası: 9 Nüzul Sırası: 113 Nüzul Yeri: MEDİNE | Öncenizden olanlar gibisiniz.
Kuvvet olarak sizden daha şedid ve mal ve evlad olarak daha kalabalıktılar. Ardından, halakları ile metalanmak istediler.
Ardından, (siz de)... öncenizden olanların, halaklarından metalanmak istedikleri gibi... kendi halaklarınız ile metalanmak istediniz! Havz edenler gibi havz ettiniz.
İşte onlar, dünyada ve ahirette amelleri habt olanlardır... ve işte onlar, hasar alanlardır. | كَالَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِكُمْ كَانُٓوا اَشَدَّ مِنْكُمْ قُوَّةً وَاَكْثَرَ اَمْوَالاً وَاَوْلَاداًۜ فَاسْتَمْتَعُوا بِخَلَاقِهِمْ فَاسْتَمْتَعْتُمْ بِخَلَاقِكُمْ كَمَا اسْتَمْتَعَ الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِكُمْ بِخَلَاقِهِمْ وَخُضْتُمْ كَالَّذ۪ي خَاضُواۜ اُو۬لٰٓئِكَ حَبِطَتْ اَعْمَالُهُمْ فِي الدُّنْيَا وَالْاٰخِرَةِۚ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ | .69 | 69 |
ke Kök: harfKelime: keKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). gibi, sanki anlamlarındadır. Benzetme içindir.
llezîne Kök: harfKelime: elleziKelime Anlam: Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
kablikum Kök: K:BLKelime: kablİsim Kelime Anlam: Ön. Önce. Evvel. / Öndeki. İlerideki. Evvelki. (hem mekan hem de zaman olarak kullanılır.) // Hiç bir tecrübeye dayanmayan… sadece akıl yoluyla.
kânû Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
eşedde Kök: ŞDDKelime: eşedİsim, Eril, Tekil
minkum Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
kuvveten Kök: K:VYKelime: kuvvetİsim, Dişil Kelime Anlam: Kuvvet. Güç. Salâhiyyet. İktidar. Fikir. Niyet. Hasse. His. Duygu. Meleke. Kabiliyyet. Sükunette bulunan cisimleri harekete, hareket ettikleri sükunete getirmeğe muktedir olan sebeb.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
eksera Kök: KS!RKelime: ekserİsim, Eril, Tekil Kelime Anlam: Pek fazla. Daha çok. Kesrette olan. En çok.
emvâlen Kök: MVLKelime: emvalİsim, Eril, Çoğul Kök Anlam: ✦ Varlıklı olmak.
✦ Tasarrufuna yetkili sahib olmak. Kelime Anlam: ✦ Tasarrufuna sahib olunan şey. Kişinin yetki altındaki varlıkları.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
evlâden Kök: VLDKelime: evladİsim, Eril, Çoğul Kök Anlam: ✦ Doğmak. Doğurmak. (yuvled: doğurmak, yuled: doğurulmak)
✦ Neden olmak. Yol açmak. Kelime Anlam: Erkek çocuk. Oğul. Çocuk. Döl, yavru.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
stemteû Kök: MTA:Kelime: istimta ... veri girişi devam ediyor ...
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
halâkihim Kök: H:LK:Kelime: halakİsim, Eril Kök Anlam: ✦ Yaratmak.
✦ Örneği ve benzeri olmayan bir şeyi yaratmak, ilk kez var etmek, icad.
✦ Bir şeyi yumuşatıp düzleştirmek.
✦ Halk, toplum. Kelime Anlam: Kelime Anlam: Yaratmak. İcad. Örneği ve benzeri olmayan bir şeyi yaratmak, ibdâ' eylemek. Bir şeyi yumuşatıp düzleştirmek. Halk, toplum.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
stemta'tum Kök: MTA:Kelime: istimta ... veri girişi devam ediyor ...
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
halâkikum Kök: H:LK:Kelime: halakİsim, Eril Kök Anlam: ✦ Yaratmak.
✦ Örneği ve benzeri olmayan bir şeyi yaratmak, ilk kez var etmek, icad.
✦ Bir şeyi yumuşatıp düzleştirmek.
✦ Halk, toplum. Kelime Anlam: Kelime Anlam: Yaratmak. İcad. Örneği ve benzeri olmayan bir şeyi yaratmak, ibdâ' eylemek. Bir şeyi yumuşatıp düzleştirmek. Halk, toplum.
ke Kök: harfKelime: keKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). gibi, sanki anlamlarındadır. Benzetme içindir.
ma Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
stemtea Kök: MTA:Kelime: istimta ... veri girişi devam ediyor ...
llezîne Kök: harfKelime: elleziKelime Anlam: Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
kablikum Kök: K:BLKelime: kablİsim Kelime Anlam: Ön. Önce. Evvel. / Öndeki. İlerideki. Evvelki. (hem mekan hem de zaman olarak kullanılır.) // Hiç bir tecrübeye dayanmayan… sadece akıl yoluyla.
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
halâkihim Kök: H:LK:Kelime: halakİsim, Eril Kök Anlam: ✦ Yaratmak.
✦ Örneği ve benzeri olmayan bir şeyi yaratmak, ilk kez var etmek, icad.
✦ Bir şeyi yumuşatıp düzleştirmek.
✦ Halk, toplum. Kelime Anlam: Kelime Anlam: Yaratmak. İcad. Örneği ve benzeri olmayan bir şeyi yaratmak, ibdâ' eylemek. Bir şeyi yumuşatıp düzleştirmek. Halk, toplum.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
hudtum Kök: H:VD:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ke Kök: harfKelime: keKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). gibi, sanki anlamlarındadır. Benzetme içindir.
llezî Kök: harfKelime: elleziKelime Anlam: Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.
hâdû Kök: H:VD:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
habitat Kök: HBT:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
a'mâluhum Kök: A:MLKelime: amalİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: İş. Çalışma. Bir emri veya vazifeyi yerine getirme. Bir bilginin iş olarak tatbiki. Kar, iş işleme.
fid Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
dunyâ Kök: DNVKelime: dunyaİsim, Dişil, Tekil Kelime Anlam: Dünya (Denâet veya dünüvv. den) En yakın, en aşağı. Şimdiki âlemimiz.
vel Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
âhireti Kök: eH:RKelime: ahiretİsim, Dişil, Tekil Kelime Anlam: Devamiyet. Yaşam-ı ilahinin devamlılığı.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
humul Kök: zamirKelime: humZamir Kelime Anlam: Muttasıl zamir. III. Şahıs Kelime Anlam: Munfasıl zamir. III. Şahıs
hâsirûne. Kök: H:SRKelime: hasirİsim, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Hüsranda olan. Sapıtan, dalâlete giden. Azgın. / Eli boş. Müdafaasız. Çaresiz. | | | | |
Diğer Meal: (Ey münafıklar!), siz de tıpkı sizden öncekiler gibisiniz: Onlar sizden daha güçlü, malları ve çocukları daha fazlaydı. Onlar paylarına düşenden faydalanmışlardı. Sizden öncekilerin, paylarına düşenden faydalandığı gibi siz de payınıza düşenden öylece faydalandınız ve onların daldığı gibi, siz de (dünya zevkine) daldınız. İşte onların dünyada da ahirette de amelleri boşa gitmiştir. İşte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir.
|
9. TEVBE / 70Sure Ayet Sayısı: 129 Kitap Sırası: 9 Nüzul Sırası: 113 Nüzul Yeri: MEDİNE | Onların öncesinden olanların haberi onlara gelmedi mi!?
Nuh kavmi ve Ad ve Semud ve İbrahim kavmi ve Medyen ashabı ve mütefik olanlar... Rasulleri onlara beyyineler ile gelmişti.
Artık ALLAH, onlara zulüm etmedi... fakat onlar, kendi nefslerine zulüm edenler oldular. | اَلَمْ يَأْتِهِمْ نَبَاُ الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِهِمْ قَوْمِ نُوحٍ وَعَادٍ وَثَمُودَ وَقَوْمِ اِبْرٰه۪يمَ وَاَصْحَابِ مَدْيَنَ وَالْمُؤْتَفِكَاتِۜ اَتَتْهُمْ رُسُلُهُمْ بِالْبَيِّنَاتِۚ فَمَا كَانَ اللّٰهُ لِيَظْلِمَهُمْ وَلٰكِنْ كَانُٓوا اَنْفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ | .70 | 70 |
e Kök: soruKelime: eKelime Anlam:
lem Kök: harfKelime: lemKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Hükme olumsuz anlam verir.
ye'tihim Kök: eTYKelime: itaFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Vermek. Bahşetmek. İhsan etmek.
nebeu Kök: NBeKelime: nebeİsim, Eril Kelime Anlam: Yeni haber. / Haber ile Nebe nin farkı: Haber; olan olmuştur, haberi ardından yapılır. Nebe; olan henüz olmamıştır, haberi gelmekle beraber olur.
llezîne Kök: harfKelime: elleziKelime Anlam: Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
kablihim Kök: K:BLKelime: kablİsim Kelime Anlam: Ön. Önce. Evvel. / Öndeki. İlerideki. Evvelki. (hem mekan hem de zaman olarak kullanılır.) // Hiç bir tecrübeye dayanmayan… sadece akıl yoluyla.
kavmi Kök: K:VMKelime: kavimİsim, Eril Kök Anlam: Bir işe başlamak.
Pazar kurmak. Müşteri ile anlaşmak.
Doğru, dik, ayakta. Dürüst. İsabetli.
Boyu düzgün ve güzel. Kelime Anlam: ✦ Cemaat. Topluluk. Millet.
✦ Kadınlar olmaksızın erkekler topluluğu.
nuhin Kök: NVHKelime: nuhÖzel İsim
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
semûde Kök: S!MDKelime: semud ... veri girişi devam ediyor ...
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
kavmi Kök: K:VMKelime: kavimİsim, Eril Kök Anlam: Bir işe başlamak.
Pazar kurmak. Müşteri ile anlaşmak.
Doğru, dik, ayakta. Dürüst. İsabetli.
Boyu düzgün ve güzel. Kelime Anlam: ✦ Cemaat. Topluluk. Millet.
✦ Kadınlar olmaksızın erkekler topluluğu.
ibrâhîme Kök: BRH!MKelime: ibrahimÖzel İsim
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
ashâbi Kök: S:HBKelime: ashabİsim, Eril, Çoğul
medyene Kök: MDNKelime: medyenÖzel İsim Kelime Anlam: dyn kökünden geldiği de söylenir.
vel Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
mû'tefikâti Kök: eFKKelime: mutefikİsim, İFTİ'AL Kalıbı, Etken, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: Tersine dönen, tersine dönmüş.
etethum Kök: eTYKelime: itaFiil, 3.ncü, Dişil, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Vermek. Bahşetmek. İhsan etmek.
rusuluhum Kök: RSLKelime: rusulİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Taşıyıcı. Elçi. Getiren ve götüren. / Rasul bir gövde değil, manevi bir sıfattır. Elle tutulup, gözle görülmediği halde; tutan elleri, gören gözleri, hatta kalpleri bile kumanda eden, yetkisi altında tutan, mutlak yürürlüğünü icra eden mücerret ve manevi bir sıfattır. / Kendisine kitap verilmemiş olan, kendisinden önceki inzal edileni devam ettiren Allah elçisi. / Huk: Tasarrufta hakkı olmaksızın, birisinin sözünü olduğu gibi bir başkasına bildiren kimse. / Allah'tan kuluna, kulundan da Allah'a taşıyan.
bil Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
beyyinati Kök: BYNKelime: beyyinİsim, Dişil, Çoğul
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
kâna Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, İkil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
llahu Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
li Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
yazlimehum Kök: Z:LMKelime: zulmFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Haksızlık. Eziyet, işkence. Bir hakkı kendi yerinden başka bir yere koymak.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
lâkin Kök: harfKelime: lakinKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (bunun aksine) “fakat”, “ancak” manasına gelir.
kânû Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
enfusehum Kök: NFSKelime: enfusİsim, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: Can, kişi, kendi, öz varlık. Bir şeyin zatı olan, kendisi. Göz. Şehvet ve gadabın mebdei olan kuvve-i nefsaniye. Fıtri meyil, bedenin hissi istekleri. Ruh, hayat, asıl. Maya. Hamiyet. Dişil (semai müennes) kavramdır.
yazlimûne. Kök: Z:LMKelime: zulmFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Haksızlık. Eziyet, işkence. Bir hakkı kendi yerinden başka bir yere koymak. | | | | |
Diğer Meal: Onlara kendilerinden öncekilerin; Nûh, Âd ve Semûd kavimlerinin; İbrahim’in kavminin; Medyen halkının ve yerle bir olan şehirlerin haberleri ulaşmadı mı? Peygamberleri onlara apaçık mucizeler getirmişti. (Ama inanmadılar, Allah da onları cezalandırdı.) Demek ki Allah onlara zulmediyor değildi, ama onlar kendilerine zulmediyorlardı.
|
9. TEVBE / 71Sure Ayet Sayısı: 129 Kitap Sırası: 9 Nüzul Sırası: 113 Nüzul Yeri: MEDİNE | Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar...
Onların,
✦ Maruf ile emir eden...
✦ ve münkeri nehy eden...
✦ ve salatı ikame eden...
✦ ve zekatı veren...
✦ ALLAH'a ve Rasulüne itaat eden...
bazısı, bazısının (birbirlerinin) veliyleridir.
İşte onlara, ALLAH rahmet edecektir.
Muhakkak ki ALLAH, azizdir, hakimdir. | وَالْمُؤْمِنُونَ وَالْمُؤْمِنَاتُ بَعْضُهُمْ اَوْلِيَٓاءُ بَعْضٍۢ يَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكٰوةَ وَيُط۪يعُونَ اللّٰهَ وَرَسُولَهُۜ اُو۬لٰٓئِكَ سَيَرْحَمُهُمُ اللّٰهُۜ اِنَّ اللّٰهَ عَز۪يزٌ حَك۪يمٌ | .71 | 71 |
vel Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
mu'minûne Kök: eMNKelime: muminİsim, İF'AL Kalıbı, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: İman eden. Allah'a ve emirlerine, kanunlarına iman eden. Allah'a, ahirete, kitablarına, meleklerine, peygamberlerine ve kadere iman edip itaat eden kimse. Emniyete kavuşan. Korkulardan emniyet veren.
El Mu'min : İnanış, inanma, inanıp öylece mutmain olma. ALLAH herşeyi bilerek inanarak yaratır ve bizimle beraber öylece inanır.
vel Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
mu'minâtu Kök: eMNKelime: muminİsim, İF'AL Kalıbı, Etken, Dişil, Çoğul, Sıfat Kelime Anlam: İman eden. Allah'a ve emirlerine, kanunlarına iman eden. Allah'a, ahirete, kitablarına, meleklerine, peygamberlerine ve kadere iman edip itaat eden kimse. Emniyete kavuşan. Korkulardan emniyet veren.
El Mu'min : İnanış, inanma, inanıp öylece mutmain olma. ALLAH herşeyi bilerek inanarak yaratır ve bizimle beraber öylece inanır.
ba'duhum Kök: BA:D:Kelime: bazıİsim, Eril Kelime Anlam: Bir şeyin bir kısmı. Bir parça. Bâzısı. Biraz. Diğer.
evlîyâu Kök: VLYKelime: evliyaİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Sahib, mâlik. Evliya. Dost Muin. Muhafaza eden. Küçük çocukların hâlinden mes'ul kimse. Sıddık. Baba. Babanın babası, ced.
El Veli : ALLAH'ın inanmak fiilidir. İnsan, özünün inancı ile ALLAH'la birleşince veli oluyor. Kelime Anlam: Yakın. Amcazâde, emmi oğlu. Yar, dost.
ba'din Kök: BA:D:Kelime: bazıİsim, Eril Kelime Anlam: Bir şeyin bir kısmı. Bir parça. Bâzısı. Biraz. Diğer.
ye'murûne Kök: eMRKelime: emrFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: İş buyurma. Buyurulan şey. Madde, husus, hadise.
bil Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
ma'rûfi Kök: A:RFKelime: marufİsim, Edilgen, Eril Kelime Anlam: Arifin irfan sahibi olduğu mevzu. Arif olunan irfan, ilim, malumat, bilgi, beceri, hüner. / Bilinen, tanınmış, meşhur. / Şeriatın makbul kıldığı veya emrettiği. Adl, ihsan, cud, tatlı dil, iyi muamele.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
yenhevne Kök: NH!YKelime: nehyFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Nehiy. Yasak etmek. Menetmek.
anil Kök: harfKelime: anKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -den, -dan / Uzaklık ve geçip aşmak içindir.
munkeri Kök: NKRKelime: munkerİsim, İF'AL Kalıbı, Edilgen, Eril Kelime Anlam: İnkâr edilmiş olan. Şeriatın kabâhat ve haram diye bildirdiği şey. Makbul ve müstehab olmayıp, günah ve kabahat olan. Mezardaki suâl meleklerinden birisinin ismi. Diğerinin ise "Nekir" dir.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
yukîmûnas Kök: K:VMKelime: kavmFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kök Anlam: Bir işe başlamak.
Pazar kurmak. Müşteri ile anlaşmak.
Doğru, dik, ayakta. Dürüst. İsabetli.
Boyu düzgün ve güzel. Kelime Anlam: Bir işe başlamak.
Pazar kurmak. Müşteri ile anlaşmak.
Doğru, dik, ayakta. Dürüst. İsabetli.
Boyu düzgün ve güzel.
salâte Kök: S:LVKelime: salatİsim, Dişil Kelime Anlam: Düzen vermek, düzenlemek. / Sineyi yok ederek ve benliğinden arınarak, Allah'ın kainata düzen vermesine katılmak.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
yu'tûnez Kök: eTYKelime: itaFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Vermek. Bahşetmek. İhsan etmek.
zekâte Kök: ZKVKelime: zekatİsim, Dişil Kelime Anlam: (Bir gayeye kesin olarak hedeflenerek, amacı ve davası dışında ki tüm duygu ve olumlardan) Temizlenme, arınma./ (Amaca dönük duygu ve olumları) Ziyade etme, artırma, artma. / Bir kimsenin, amacı, davası uğruna, aynı yolda beraber olduğu kardeşlerine, malik olduğu (mal, imkan, ilim, kabiliyet vs) herşeyden katkı sağlaması. / Nisab miktarı mala yada paraya sahib olan kimsenin, kırkta birini kurallara uygun olarak vermesi ve bu verilen.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
yutîûna Kök: T:VA:Kelime: taveaFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman
llahe Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
rasûlehu Kök: RSLKelime: rasulİsim, Eril Kelime Anlam: Taşıyıcı. Elçi. Getiren ve götüren. / Rasul bir gövde değil, manevi bir sıfattır. Elle tutulup, gözle görülmediği halde; tutan elleri, gören gözleri, hatta kalpleri bile kumanda eden, yetkisi altında tutan, mutlak yürürlüğünü icra eden mücerret ve manevi bir sıfattır. / Kendisine kitap verilmemiş olan, kendisinden önceki inzal edileni devam ettiren Allah elçisi. / Huk: Tasarrufta hakkı olmaksızın, birisinin sözünü olduğu gibi bir başkasına bildiren kimse. / Allah'tan kuluna, kulundan da Allah'a taşıyan.
se Kök: harfKelime: seKelime Anlam: Gelecek zaman takısı. Yakın gelecek için.
yerhamuhumu Kök: RHMKelime: rahmFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Acıma, koruma, esirgeme, şefkat etmek. Hısımlık, karabet, akrabalık.
llahu Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
inna Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
llahe Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
azîzun Kök: A:ZZKelime: azizİsim, Eril, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: İzzetli. Çok izzetli. Sevgili. Çok nurlu. Dost. Şerif. Nadir. Dini dünyaya alet etmeyen. Sireti temiz. Manevi kudret ve kuvvet sahibi. Hristiyanlıkta kudsi kabul edilen daimi reis.
El Aziz : ALLAH'ın teceli eden bütün varlıkları azizdir. Aziz olmayan hiç bir şey yoktur. Zelil olan bir şeyin de başka birşeyin yanında azizleştiğine arif olunur.
hakîmun. Kök: HKMKelime: hakimİsim, Eril, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Galib. Haklı ve haksızı ayırıp hak ve adalet üzere hükmeden. Başkasını müdahale ettirmeden idare eden. Memleketi idare eden. Mahkeme reisi. | | | | |
Diğer Meal: Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah’a ve Resûlüne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
|
9. TEVBE / 72Sure Ayet Sayısı: 129 Kitap Sırası: 9 Nüzul Sırası: 113 Nüzul Yeri: MEDİNE | ALLAH, mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara...
✦ içinde ebedi olacakları, altından nehirler cereyan eden cennetler…
✦ ve Adn cennetlerinde tayyib meskenler vaad etti.
ALLAH'tan rıdvan, ekberdir.
Böyledir!…
Bu azim fevzdir. | وَعَدَ اللّٰهُ الْمُؤْمِن۪ينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِد۪ينَ ف۪يهَا وَمَسَاكِنَ طَيِّبَةً ف۪ي جَنَّاتِ عَدْنٍۜ وَرِضْوَانٌ مِنَ اللّٰهِ اَكْبَرُۜ ذٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظ۪يمُ۟ | .72 | 72 |
veade Kök: VA:DKelime: veadeFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman
llahul Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
mu'minîne Kök: eMNKelime: muminİsim, İF'AL Kalıbı, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: İman eden. Allah'a ve emirlerine, kanunlarına iman eden. Allah'a, ahirete, kitablarına, meleklerine, peygamberlerine ve kadere iman edip itaat eden kimse. Emniyete kavuşan. Korkulardan emniyet veren.
El Mu'min : İnanış, inanma, inanıp öylece mutmain olma. ALLAH herşeyi bilerek inanarak yaratır ve bizimle beraber öylece inanır.
vel Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
mu'minâti Kök: eMNKelime: muminİsim, İF'AL Kalıbı, Etken, Dişil, Çoğul, Sıfat Kelime Anlam: İman eden. Allah'a ve emirlerine, kanunlarına iman eden. Allah'a, ahirete, kitablarına, meleklerine, peygamberlerine ve kadere iman edip itaat eden kimse. Emniyete kavuşan. Korkulardan emniyet veren.
El Mu'min : İnanış, inanma, inanıp öylece mutmain olma. ALLAH herşeyi bilerek inanarak yaratır ve bizimle beraber öylece inanır.
cennâtin Kök: CNNKelime: cennetİsim, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: Etrafı çevrilerek ve kapatılarak korumaya alınmış bahçe.
tecrî Kök: CRYKelime: ceryFiil, 3.ncü, Dişil, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Suyun ve diğer sıvıların akması. Cereyan.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
tahtihel Kök: THTKelime: tahtİsim Kelime Anlam: Alt. Aşağı. Altı. Aşağısı. Altında. Gr: Gelecek olan zamir.
enhêru Kök: NH!RKelime: enharİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Nehir. Irmak, çay. Akarsu. Vüs'at, bolluk. Genişlik. Neher.
hâlidîne Kök: H:LDKelime: halidİsim, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Sonsuz, ebedi. Daimi. Sürüp giden. Devam eden.
fîhâ Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
mesâkine Kök: SKNKelime: mesakin ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Oturacak yer. Sâkin olunacak yer. Ev. Hâne. Kelime Anlam: Ziyadesiyle fakir olan. Uyuşuk. Zavallı, fakir kimse.
tayyibeten Kök: T:YBKelime: tayyibİsim, Dişil, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Bütün kainat yüzünde cemalleri görünen Esma-i Hüsna'nın cilveleri. / Hoş, temiz. / Bütün güzel sözler, güzel mânalar, harika güzel cemaller. / Helâlin her türlü şüphelerden uzak, saf ve temiz kısmı.
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
cennâti Kök: CNNKelime: cennetİsim, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: Etrafı çevrilerek ve kapatılarak korumaya alınmış bahçe.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
rıdvânun Kök: RD:VKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
allahi Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
ekberu Kök: KBRKelime: ekberİsim, Eril, Tekil Kelime Anlam:
zâlike Kök: harfKelime: zelikeKelime Anlam:
huvel Kök: zamirKelime: huveZamir Kelime Anlam: Munfasıl zamir. III. Şahıs
fevzul Kök: FVZKelime: fevzİsim, Eril Kelime Anlam: Amaca ulaşmak. Kurtuluş. Zafer. Necat. Muvaffakiyet. Selamet.
azîmu. Kök: A:Z:MKelime: azimİsim, Eril, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Azimet eden. Gidici. // Büyük. Yüce. Çok ileri. Ç: İzam, Uzema'
El Azim : Mutlakiyet, mutlak yapmak, olmak fiili. Biz de azmimizde ALLAH'ın azmi ile beraberiz. Bazen duymayız, gafil oluruz. Daima hassas olmak icab eder. AZAMETLİ OLAN | | | | |
Diğer Meal: Allah, mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara, ebedî olarak kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde çok güzel köşkler va’detti. Allah’ın rızası ise, bunların hepsinden daha büyüktür. İşte bu büyük başarıdır.
|
| Ayn Secavendi |